17 Kasım 2008 Pazartesi

kedinin renk değiştiren kumu

siyah-gri-beyaz
bunlar kedinin üstündeki renkler
pembe-siyah
bunlarda burnundaki
siyah
buda patisinin rengi
yeşil
bu (son olarak) gözünün rengi

tatlı kedi kendisi. isim koyduk ama bakmıyor daha. 6 aylık bişey. sokakta evcilleşmiş falan filan. eve getirdim. sanki sokaklardan bi fahişeyi kurtarma misyonunu üstlenmişim gibi yaptığımın çok iyi bişey olduğunu söylüyo insanlar. aslında değil. hemde hiç değil. kedi almak ihtiyaç filan olabiliyo kimi zaman. bendeki öyle oldu. ne kadar yalnız olduğumdan filan dem vurmucam ama ondan aldım kediyi.
ama tıpkı insanın hayallerini yaşarken hayal ettiği kadar memnun olamaması gibi benimde beklentilerimden farklı sonuçlar çıktı ortaya. bu biraz internetten tanıştığın biriyle görüştüğünde hissettiğin şeylere benziyor. o kadar abartılısı değil tabi..

kediyi eve getirdiğimde kafamda aslında odamdan çıkmıcak, arada oyun oynucak, yemek için miyavlıcak, tırmalıcak bişey olacağını düşündüm.. dediğim gibi beklediğim gibi olmadı. kedi kendini sevdirdi bana. halbuki ben onla aramızdaki ilişkiyi sınırlı tutmayı istiyordum.


-ilk öperek sevdirdi kendini. "sevilmenin güzelliğine kapılmak"

-sonra miyavlamadı hiç yemek için.
"kolay gelenin güzelliğine kapılmak"

-pırasa yedi ilk gün. "ucuz olanın güzelliğine kapılmak"

3 şey! insanın zaaflarıyla kedinin artılarını açıklıyor.
3 şey ki beni tanımlıyor şuanda. bencil, kolaycı, menfaatçi, cimri..

ama ne insan nede kedi 3 özellikle karakter analizi yapılacak kadar basit şeyler.

neyse

kedi yemek yemez oldu. depresyona girdi önce. ardından ishal oldu. garip bişey demi bi kedinin ishal olması. eğer geldiğinde ishal olsaydı, severmiydim kediyi? pek sanmıyorum. eve alışmadan sokağa yollardım.
"rahat olanın güzelliğine kapılmak"

ama kedi akıllı çıktı. ilk hafta bağlanmamı sağladı kendisine. sabah kalkarken yüzümü yaladı. gece yatarken göbeğimde uyudu. gırladı.

şimdi ise sevgisinin karşılığını alıyor. kumunu temizlemekle, veterinerle konuşmakla uğraştırıyor, internette "ishal kedi" taraması yaptırıyor. ne yemek yesek bugün değilde kediye ne versek diye düşündürüyor.

iştahıda kapalı lakin..

şimdi neden mi yazma gereği duydum? sanırım vicdanımı paylaşarak insanlara gösterme çabası bu yaptığım. çünkü şimdi kedinin kumunu değiştiricem. gidip dışarı dökücem, sonra leğeni yıkıcam, fırçaladıktan sonrada yeni kumunu koyucam. zor şu soğukta şu koltuk rahatında bunları yapmak. ama yapmam gerekiyor. bunu bilmeniz benim için önemli mi? sanırım. heralde kendimi yüceltmeye çabası. yada "bak ben bugün bunu yaptım beni sev" kompleksi..

yok be değil. öyle gibi duruyor ama değil.
dediğim gibi zaten bu blog'u bunun için açtım. herşeyle nasıl ilişki kurduğumun gereksiz analizleri...

her sevgi emek istiyor, benim yaptığımda bu kedi için. bu kadar kısa ve öz.

not: kedi ishalse 1 gün yemek vermeyip sonrası günde sadece yoğurt yedirmek gerekiyomuş. pragmatist bi bilgi.


0 yorumbik: