15 Ekim 2009 Perşembe

O bir kuş, hayır o bir uçak, hayır o osuruktan kaçan bir sinek!

kafamdan geçen kelime: bu ne lan?

evet, yaklaşık 1-2 dakikadır, aralarına sessizlikler koyduğum, aynı yetervari ses tonuyla, içimden söylediğim kelime bu: bu ne lan?

sabah uyandığımda mavi bayraklı olmakla yakından uzaktan alakası olmayan kumsalı gözlerimin içine boşaltmış olduklarını düşündüm.. alarmın yavaş yavaş yükselen ve ortama gerilim-heyecan karışımı bi hava katan sesiyle güne başladım. o sesle güne başlayan insanın günün o anından sonrasını bir heyecanla, bir hızla yaşayabilmesi, hemde uyuşturucu krizine girenler gibi (sanki çok gördü-uyuşturucu kullanan arkadaşı bile yok) bir titreyip bir terleyen, gözlerini kapattığında rüya görmeye başlayan, gözünü açtığında ise yarım yamalak gerçeklikte yaşayan bir vücudla, derse girip, ardından 1 saat otobüs çekip malzeme alması, geri dönmesi, internette bunları yazması garip geliyor. sanırım sonum nasa'nın fırlatıpta yarı yola bile varamayıp patlayıveren uzay mekiği gibi olucak.


bu ne lan dediğim olay bu değil, bu ne lan çünkü:

bir kaneviçe ören teyze edasıyla ince ve ayrıntılı tüyolarla çevremde bıraktığım insanların hiç birinin, şuanda muhtemelen yatağımın karşısındaki kanepenin üstünde kolunu uzatarak uyuyor olduğunu düşündüğüm kedim kadar umursamaz olamaması.. o kadar

bugün gördüğüm kızıl kıvırcık saçlı, açık renk kot giymiş, beyaz tenli, hafif hipi vari görünen kız öyle midir acaba? yada yanımda sigarasını içerken diğer eliyle burnunu karıştıran, ve bunu yaparken dalmış olan çocuk? acaba o kız telefonla konuştuğu, kendiyle aynı boyda, kirli görüntülü ama aslında temiz, pipisiyle yalnızken hiç ilgilenmeyen, pipisini iyi yetiştirmiş çocuğa "gel hadi annemin elini öpelim, sonrada bize gidip içine kabuk kaçıracağımızı bile bile yumurta yapalım, sonrada onu yiyelim" gibi bişey demişmidir? dememiştir. demiştirki "şu durağın ilersinde, hebele hübelenin karşısında bekliyorum."  vallahi oda yeter.. yeter ki duygularından bahsetmesin insanlar, yeter ki neler düşündüklerini iç bayıcı bi şekilde gereksizse ve hiç bir değiştirici ektisi olmayacaksa mesela tülin'in erkek arkadaşının (adını tekin koyasım geldi) evet, tekin'in, tülin'le ettiği kavgada haklı olan tarafın tekin olduğu gibi şeyleri söylemesinler.. bana yeter... yeminle billah yeter. ölmüş bütün yakınlarımdan bi tanesini seçip, bir gece vakti, sınıf arkadaşlarımla, karanlık odamda, mum ışıklarıyla, elimizle hazırladığımız malzemelerle, cin çıkartma seansımızda fincan kıpırdasın ki bana yeter...

çok büyük yemin ettim. "yeter heralde" dersem eğer (ki şimdi demiş oluyorum ama "eğer"in siliş gücü cif' inkinden fazla) annemin çocukken bizi izlediğini söylediği 2 tane karganın gözlerimi dilimi yemelerini beklerim.. lakin karga kindarmış, 100 yıl yaşıyormuş ve yuvasını bir fakir ama gurursuz metres edasıyla yıktığında o zaman peşini bırakmıyormuş.. korku filmi gibi. ama hiç bir korku filmi geçen hafta show tv-gece 4 filmi olan "katil çekirgeler"   adlı kurgusuz, özel efektleri düğün videolarıyla eş değer, diyalogları dedemin takma dişlerinin arasından çıkmış gibi olan o filmin verdiği, her anı şok eden korkuyu veremez bana.. aynen öyle.

"şimdi ne yapacağım" adlı son paragrafımda ne yazacağıma gelirsek;

muhtemelen uyumuş, boğazının üstünde gıdısı bulunan (ki bu da onu besili yapar) ev arkadaşım uyanıksa eğer,  telefonunu sabah alarm yapmak için kullanacağım. hoş onun alarmının sesi ninni gibi.

modern zamanın ninnisi tekno müzik diyerekten, "dıptıs dıptıs" sesleri "eee eee eee eee" yerine, manyak manyak yerinde durmayan ışıklarda melodili dönen bebek lambası yerine geçtiğini söylüyor, üniformavari tek renk olan pijamalarımı giyip rüya görmeye doğru, emekler adımlarla yatağa ilerliyorum..

iyi geceler annemin beyaz saç dipleri, iyi geceler kardeşimin diğer dişlerin üstünden zombi edasıyla çıkmış köpek dişi, iyi geceler burnumun üzerindeki anlamsız sivilcevari şişiklik.. hepinize iyi geceler.. uykunuzda ölünüz lütfen.

0 yorumbik: