18 Kasım 2009 Çarşamba

çöp kutusuna fırlatılan kağıtları açmak-II-

Nov 18 - 9:09 AM
*Muhtemelen o alıcıvari kulaklarıyla yarasalar gibi duyduğuna inandığım çocuğun çenesinde koşullanan, ev köşelerinde biriken tozlar gibi ince ve tek tük olan kıllara bakarken, acaba bu çocuk Batman olabilir mi diye düşündüm. Mümkünse olsun. Hatta gidip ailesine rest çekip, dedesini yanına alıp (uşağı yapacak onu sonuçta) İzmir'deki Havagazı Fabrikasının altına malikanesini kursun. Bunu söyleyeyim dedim ona ama o indi otobüsten. Düşünce okuyamayan süper kahramanı piranalar yesin. Lakin Sookie Stackhause bile okuyabiliyor düşünceleri.

Nov 18 - 9:13
*Sabah güneşinin etkisiyle, asfalt o kadar parlıyor ki, her şoföre bir tane güneş gözlüğü verilmesi gerektiğini düşünmeden edemedim. Bütün gözlükler dede gözlüğü gibi olsun ama. Sümük gibi böyle.

Nov 18 - 9:37
*Bomboş, terk edilmiş, hayatsız, insandan yoksun, eski bir öğrenci yurdundan daha ürkütücü olan şey: o boş binanın perdesiz, arkası karanlık bir penceresinden, esmer, bıyıklı, garip görüntülü bir amcanın dışarıyı izlerken bana bakmasıydı bence.

Nov 18 - 9:43
*Yazma isteğimi kaybetmekten o kadar korktum ki şimdi, polislerden nefret eden bir anarşistin, hırsızlık gibi bir olay başına geldiğinde polise sığınması gibi, yalnızlığı tercih edebilirmişim gibi geldi.

Nov 18 - 9:44
*Ilık hava bu sefer sol kulağımın içindeki zarı aşıp, karnıma doldu.

Nov 18 - 11:23
*Yalan söylemenin kolaylığı hakkında, kafamdaki bir arkadaşla sohbet ettim. Neler söylediğimi unuttum.

Nov 18 - 12:34
*Makro nutrient: C H O N P S (sınav öncesi yazılan, sınavda işe yaramayan kopya)

0 yorumbik: