13 Ocak 2010 Çarşamba

Vanilyalı tütsü ve pasta kokan odam

Sabahın sekizinden beri devam eden, el-ayak titremesi, halsizlik ve terlemeyle kendini gösteren tansiyon düşmesi... Finallerin olduğu zamana denk gelen kabarık beyaz lenf bezleri... Yalnızlık psikolojisinden dolayı algıda seçicilik yapıp, sokaktaki çiftleri gören ve onlara "götlek herifler" altyazısını koyan bir beyin...

İzlediğim bloglarlardaki kuraklığın hat safhada olduğu şu günlerde, evde, 10 türk lirasına aldığım %100 polyester, peluşumsu battaniyemin üzerinde, arada sırada takılıp duran filmlerden bile sıkılır oldum. Bir an önce iyileşip, İzmir'in dengesiz havasında, tekrar hasta olmadan, kredi kartı borcumu ödemiş olup, güzel cici-bici ler almak istiyorum. Yarım bıraktığım filmleri, kitapları, dergileri, tıpkı yarım kalan elmanın kararmış kısmını kesip yediğim gibi, bitirmek istiyorum.

Bir de türk lirası demişken, turist olup, "türk lirası"nı İngiliz aksanıyla söylemek istiyorum. Belki o zaman, Wristcutters filmindeki, gerçek adı Shannyn Sossamon olan kadın kişisine benzer, kemikli, büyük gülüşlü, Avrupalı bir sevgilim olur da, onun yanındayken, manava "kaç pound" falan filan derim, kese kağıdında 3-4 elma aldığım zaman.

Derim bunu. "Yi-haa" diye bağırarak halatla yakaladığım, çok film izlemekten dolayı gerçeklikten kopan beynimi, gerçekliğe doğru çekerken yaparım hemde bunu.

0 yorumbik: