28 Eylül 2010 Salı

Bir yazı yazamama örneği olabilecek yazı II

Bu gece rüyamda, dün yazdığım yazıyı gördüm. Hayal gücümün bunla sınırlı olmasına şaşırdım işte o zaman. Şu bir kaç gündür izlediğim korku filmlerinin hiç birinden hiç bir şey alamamışım demek ki dedim. Hem üzüldüm hem sevindim. 

Lcd televizyona yeni sahip olmanın verdiği histen olsa gerek, special effect'li filmler izlemeye çalışıyoruz sevgilimle. Ziyan olmasın hd'ler diye. Ben aksiyon istememe rağmen o korku filmlerinde ısrarcı davranıyor. Yaşından olsa gerek diyesim geliyor ama öyle olsa korku filmlerindeki "ce-e" sahnelerinde sıçramazdı sanırım.
Ama torrentten indirmek için, Sundance'te aday olan filmlerden seçtiklerimi beğendi. "Birlikte mi izleyeceğiz?" diye sordu. Bende "Saçmalama" anlamına gelecek bir şeyler söyledim. Birlikte yaşadığın insana böyle bir soru sormak garip tabi bence. Ondan öyle dedim.

Üstteki paragrafları yazarken bir "bilinç açılması" (?) yaşadım; "Yazdığım bütün yazılardaki ben'liğin yerini bile, biz'lik aldı" diye. 

Garip ama güzel bir his. İnsanda sıkıntılı bir mutluluk yaratıyor. Sıkıntısı yazamamaktan, mutluluğu da yazamamanın yerine konulabilecek çok daha büyük bir şeyden geliyor sanırım. 

Bilincinin kırmızı kurdeleleri kesilen açılışlar yapması, insanda tıkanma yaratıyor. Kendi beynimle konuşuyor olmasaydım eğer bunu daha geç yaşayacaktım ama, beynim, leb demeden dilime, "l" sesini çıkartabilsin diye damağıma vurduracak sinirleri yollamış oluyor. Hal böyle olunca, soru sormakla geçirebileceğim onlarca dakika, konuşmayı beynimle yapıyorum diye saniyenin onda birine inebiliyor. Daha ben bu cümleyi yazarken, bana "Sorulacak sorun kalmadığında, tespit yapmaya başladın" demesi de ayrı bir konu.

Aslında ayrı bir konu değil. Aksine siyam ikizleri gibiler. Ama konuyu sevmediğimden geçiyorum.

Geçemedim pek tabi. Tekrar tıkandım. Tıpası yeni takılmış şarap gibi olduğumu düşünüp, kendimi biraz yıllandırmaya bırakmam gerektiği kanısına vardım. Lakin şu anda sirke gibiyim ve kübüme zarar verebilirim. 

0 yorumbik: