29 Eylül 2009 Salı

neyse

kitabı okumak için 10 dakika uğraştım herhalde. kafamı yoğunlaştıramayacak kadar uzun süredir kullanmıyorum... yaptığım şeylerin, geçirdiğim bu "dönem"in üzerimdeki en büyük etkisi bu işte... algılarım, farkındalığım azaldı, odaklanma, yoğunlaşma sorunu yaşıyorum şimdi. kafamdan geçen saçma sapan şeyler eskimiş beynimedeki örümceklerin yaptıkları ağlara takılıp yenmeden önce kurtulmak için can pahasına debeleniyorlar...


yoruluyorum normal olarak..

yazmak dışında yapabileceğim ama yapmak istemediğim şeylere karşı uğraşıyorum bir de bunun yanında... 12 saat uyumama rağmen gözlerime kapaklanan uyku halinden kurtulmaya, yarım ekmek bitirmiş olmama rağmen içeri doğru şişen karnıma işkence çektirmeye, televizyon izleyip vakit öldürmek isteyen diğer can'a söz geçirmeye vesaire vesaire... buna benzer şeylerle uğraşıyorum.. işinde, gücünde insanları düşününce, koşuşturmaları, aceleleri, nefes nefese kalmaları, terlemeleri, kırmızı gözleri, kirlenmiş elleri düşününce kendi kendimi soktuğum bu uyuz ruh halinden çıkmak kolay ama hala ne yapacağımı bilememek gibi bir şeyle karşı karşıyayım. birşey üretmeyip, sürekli tüketme halinden çıkma çabasındayken cebinde hiç para yoksa ve iş arayacak kadar güzel değilse havalar (çünkü keyfi bir iş) evde oturup yapılacak tek şey yazmaktan başka bişey olmuyor.

insanın günde belirli saatlerde dolaşması, eğlenmesi, öğrenmesi, çalışması, üretmesi ve tüketmesi gerek... sürekli üretme hali kendiliğinden yorucu iken sürekli tüketmesi de kolaylığından ve sıkıcısızlığından pek çekici geliyor.. ama bi yerlerde, cildinin en alt tabakasında yakıcı bi sıcaklığını hissettiren o huzursuzluk hissi farkedildiği anda büyüyüp bütün vücudunu sarıyor.. tıpkı elini kaşımaya başlayan adamın bütün vücudunu kaşımasıyla sona eren durumu gibi...

öyle böyle işte.. gerimi döndüm blog yazma durumuna bilmiyorum ama şuan için görünen o. nefes almamı kolaylaştırdığı sürece nerede yazdığımın pek önemi kalmıyor zaten... şimdi gidip elimi yüzümü yıkayıp, kurumak üzere olan bir ekmek parçasını ağzıma atıp, belki sonra işeyip geri dönmek üzere gidiyorum... ciao okuyucusu sıfır olan blog..