23 Aralık 2011 Cuma

On saatlik uyku öncesi.

Sabahın beşinde Alsancak'ın artık sadece yanlız insanlardan fışkıran sex kokusunun arasında dolanırken, nedense İstanbul Hatırası gibi alaturka sözlere sahip bir şarkı fona çok iyi gidiyormuş gibi geliyor.

Gözüm o kadar yanıyor ki, çalan şarkıya mı ağlamaklı oluyorum yoksa sadece fiziksel bir yorgunluk belirtisi mi gösteriyorum kavrayamıyorum. 

Pek önemi yok. Birazdan uyuyacağım.


Her zaman gelmeyen o beğeni hissi, o anlama hissi geliyor ama. 

"Günlerden güz, mevsim sepya, bir tüy kalemle yazılmış bekler, "bir hayat daha olmalı" der gibi, kahverengi tonlarda, uykularda,"

Belki bulutlar kar havasından pembeleşmiş yalandan, belki Alsancak'ta asla kurumayacak olan ve o yüzden yalnızca gövdesiyle kahverengi tonu verebilen palmiyeler var, İzmir'e yalandan sonbahar yaşatan. Ama bütün bu şey'ler şarkının bu kısmını anlamsız kılamayacak kadar cılız ve sessiz diye gene önemi yok.

Yorgunluğum gibi.

0 yorumbik: